Petrol Fiyatlarının Geleceği
Bunlar, $50 fiyatının tekelci ve rekabetçi fiyat rejimleri arasında olası bir sınır olduğuna işaret ediyor. Ayrıca, tekelci fiyatlamaya karşılık rekabetçi piyasa ekonomisinin, $50’ın neden taban değil de tavan olacağının da bir göstergesi. Rekabetçi bir piyasada, fiyatlar marjinal maliyete eşit olmalıdır. Kısaca, petrolün fiyatı, verimli üretim yapan bir tedarikçinin global talebi karşılamak için üretmesi gereken son varilin maliyetini yansıtacaktır. Öte yandan tekelci bir fiyat rejimindeyse, tekelci marjinal maliyetin oldukça üzerinde bir fiyat belirleyip daha sonra da üretimi kısarak, arzın talebi aşmamasını sağlayabilir. (Üretimi kısılmazsa, fiyatın yapay olduğu anlaşılacaktır.)
Geçen yaza kadar, petrol tekelci bir fiyat rejimi altında işlendi, çünkü Suudi Arabistan “esnek üretici” olmuş; talep aşıldığında arzı durduruyordu. Fakat bu fiyat rejimi, özellikle ABD ve Kanada’daki üreticiler için güçlü teşvikler yarattı. Yüksek üretim maliyetlerine rağmen, Kuzey Amerikalı kaya petrolü ve kaya gazı üreticileri Suudi Arabistan’ın fiyat garantisiyle büyük karlar yaptılar.
Öte yandan Suudiler, ancak giderek artan ABD üretimine yer açmak için, kendi üretimlerini azaltarak yüksek fiyatları sağlayabildiler. Fakat geçen sonbaharda, Suudi liderler bunun kaybettiren bir strateji olduğuna karar verdiler ve haklıydılar da. Bunun mantıklı sonucu, Amerika’nın Dünya’nın en büyük petrol üreticisi olarak ortaya çıkarken, Suudi Arabistan’ın daha önemsiz görünmesi, yalnızca petrol ihracatçısı olarak değil, Amerika’nın savunmak zorunda hissettiği bir ülke olarak da.
Ortadoğu’nun petrol kralları şimdi kaybettikleri bu itibarı geri kazanmakta kararlılar, ki OPEC toplantısındaki son duruşları da bunu kanıtlar şekildeydi. Fakat OPEC’in pazar payını tekrar kazanabilmek için yapması gereken, ABD’li üreticilerin global arz-talep dengesinde üretimlerini azaltacakları noktaya kadar, petrol fiyatlarını düşürmesidir. Kısaca, Suudiler “esnek üretici” olmaktan vazgeçip, ABD’li üreticileri bu pozisyona zorlamaları gerekiyor.
Bütün ekonomi kitapları da tam olarak bu sonucu önereceklerdir. Kayı petrolü üretmek pahalıdır ve dünya üzerindeki bütün ucuz maliyetli geleneksel petrol sahaları en yüksek üretimi yaparken, kaya petrolü çıkarılmadan olduğu yerde kalmalıdır. Dahası, kayadan üretim, ucuz bir şekilde başlatılıp sonlandırılabilir.
Rekabetçi piyasa koşulları, Suudi Arabistan ve diğer ucuz maliyetli petrol üreticilerinin her zaman tam kapasite ile üretim yapmasını; ABD’li üreticilerin ise ani yükseliş ve düşüşleri deneyimlemesini gerektirir. Global talep zayıfken veya Irak, Libya, İran veya Rusya’dan yeni ucuz maliyetli üreticiler oyuna dahil olduğunda üretimi durdurmak ve yalnızca global talep patladığında üretime geçmek.
Bu rekabetçi anlayışla, ABD kaya petrolü üreticilerinin marjinal maliyetlerinin global petrol fiyatları için bir tavan; OPEC ve Rusya’daki en yüksek üretim maliyetlerinin ise taban olması gerekiyor. Kaya petrolü üreticilerinin maliyetleri çoğunlukla $50 seviyesindeyken, görece zorlu çıkarılan geleneksel petrol sahalarında maliyet $20 seviyesinde. Sonuç olarak, cesur yeni dünyanın rekabetçi petrol piyasasında, petrolün fiyatı $20 ila $50 arasında değişmelidir.