Bireysel Emeklilik Fon Seçimi
Para ve yatırım ile ilgili tüm forumlarda tartışılan bir konu var. Bireysel emeklilik faydalı mı? Bu sitedeki ilk yazılarımdan birinde bireysel emeklilik sisteminin faydalarını ele almıştım. Bu yazıyı yazmamın üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçti. Bu süre içerisinde, öncelikle yönetim gider kesintilerinde indirime gidildi, sonrasında ise devlet katkısı eklendi. Böylelikle, bireysel emeklilik sistemi daha da avantajlı hale geldi.
Bugün 5 milyona yaklaşan katılımcı sayısı ve 30 milyar TL’ye yaklaşan birikim tutarı ile bireysel emeklilik sistemi, ülkemizin tasarruf açığının kapanmasını sağlayacak ve birçoğumuzun biraz da olsa rahat bir emeklilik geçirmesine katkıda bulunacak bir sistem haline geldi.
Finans sektörünün içerisinde biri olarak, sistemi uzun zamandır tanımama rağmen, sürekli erteleyerek ve bahaneler bularak sisteme epeyce geç dâhil oldum. Herkes gibi benim de benzer bahanelerim vardı: “zaten zar zor geçiniyoruz”, “ben paramı kendim yönetirim”, “sistem güvenilir değil”, vb. gibi. Ama sistemde iki yılı geride bırakmışken, neredeyse aylık sigara parasıyla yaptığım yatırımların hızlı bir şekilde arttığını görmek beni mutlu ediyor.
Peki, bireysel emeklilik fonlarımızı yönetirken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Bireysel emeklilik fon seçimini nasıl yapmalıyız?
1-) Risk algısı: Sisteme dâhil olurken, danışmanınızın da uyarmış olduğu gibi risk algısı bireysel emeklilik sistemi katılımcıları için hayati önem taşıyor. Kimimiz hayatta ve yatırımlarımızda risk almayı severken, kimimiz ise riskten olabildiğince uzak kalmaya özen gösteririz. Eğer risk almayı seven biriyseniz, hisse senedi, altın ve döviz gibi fonları seçebilir; riskten uzak durmak isterseniz de likit ve kamu borçlanma araçları gibi sabit getirili fonlara yönelebilirsiniz.
2-) Yaş: Uzun vadeli yatırımlarda her zaman hisse senedi fonları en yüksek getiriyi sağlıyor olsa da, emekliliğinize 2 yıl kalmışsa, ya da 50 yaşın üzerindeyseniz, piyasada her an dalgalanmalar olabileceğini hesaba katıp sabit getirili ve riskten uzak fonlara yönelmelisiniz. Öte yandan 30’lu yaşlarınızın başındaysanız, daha riskli fonlar seçebilir, ama piyasayı takip ederek veya yatırım danışmanınızdan bilgi alarak, arada sırada daha risksiz fonlara geçebilir veya riskli fonlar arasında değişimler yapabilirsiniz. Böylelikle, bireysel emeklilik birikimleriniz de katlanarak artacaktır.
3-) Piyasa: Ülkemizde, enflasyon, dolar, mark gibi ekonomik terimlere çoğumuz alışkın olsak da maalesef finansal okuryazarlık konusunda en kötü toplumlardan biriyiz. Bir çoğumuz, tasarruflarımızı kültürümüzün de etkisiyle Altın gibi oldukça spekülatif yatırım araçlarında değerlendirirken, kimimiz de faizleri enflasyonun altına gerilese bile mevduat ürünlerinden vazgeçemiyoruz. Bu her ne kadar ilk maddede belirttiğim risk algımız ile alakalı olsa da, Altın’ı çoğumuz güvenli liman olarak kabul ederken, Eylül 2011’de 1,800 $’ı geçen altının ons fiyatının bugün 1,300 $ seviyesinin altında olduğu gerçeğini unuturuz. Oysa piyasadaki gelişmeleri takip ederek, yatırımlarımızı daha iyi değerlendirebilir ve birikimlerimizi artırabiliriz. Bu işi kendimiz yapamıyorsak bile, güvenilir fon yönetimi şirketlerinden danışmanlık alabilir veya bankadaki temsilcimiz ile konuşabiliriz. Ama, balık almak yerine balık tutmayı öğrenmek, sizin için daha iyi olacaktır. Balık tutmayı da, sürekli okuyarak gerçekleştirebilirsiniz. Şu an bu yazının sonuna gelmiş ve bu cümleyi okuyorsanız, inanın bana doğru yoldasınız ve zamanla büyük balığı yakalayacaksınız. Yorum bölümüne, hayalinizdeki büyük balığın kaç TL olduğunu yazabilirsiniz. Yani, “kenarda köşede şu kadar TL param olsa, rahat ederim” dediğiniz tutar ne kadar?
Bireysel emekliliğe eşimle beraber alt limitten girmeyi düşünüyorum. Anadolu Emeklilik 28 yaşından 56 yaşına kadar 125 tl aidat ve yüzde 5 lik artışla 300 bin üzerinde tahminde bulunuyor. Bu benim için güzel bir miktar hatta bence herkes için güzel miktar ama diğer şirketlere göre neredeyse iki kat fazla bir miktar bu. Ve ben fonlar arası geçişlerde nasıl doğru karar vereceğimi bilmiyorum okusam da çok anlayamıyorum. İki kişi olacağımız için birimiz riskli birimiz risksiz fonlara yatırım yapalım diye düşünüyorum. Sonuçta alt limit olduğu için 125 tl gibi, o yüzden banka danışmanlarının da çok ilgileneceğini düşünmüyorum. Ne önerirsiniz? Niye bilmiyorum ama Vakıf Emeklilik daha yakın geliyor bana sanırım o bankadan maaş aldığım için. Bide faizsiz fonların geleceğini ve getirisini nasıl görüyorsunuz? Çünkü faizsiz getiri ilk tercihim.
Kararınız hayırlı olsun. Sisteme iki plan ile giriş yapacağınız için, öncelikli tercihiniz giriş aidatı ve mümkünse yönetim gider kesintisi olmayan planları tercih edin. Bu konuda pazarlık yapabilirsiniz. İkinci husus ise, fonlarınızın yönetim performansı. Burada hiç bir şirket ile ilgili yorum yapamayacağım. Lakin fonların aylık getirilerini yayınlıyorum. Orada da göreceğiniz üzere, bu işi Vakıf’tan daha iyi kotaran şirketler de var. Onlara da bir göz atmanızı tavsiye ederim. Danışmanlık meselesine gelince, tutarınız az olduğu için değil ama piyasada BES ile ilgilenen danışmanların pek kalifiye olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla, iş yine başa düşüyor. Kendiniz araştırıp bulmalısınız. Faizsiz fonlara gelince; burada size tek tavsiye edeceğim borsa fonları olur. Lakin, borsa fonlarında da giriş seviyenizin iyi olması lazım. Uzun dönemde, hiç değiştirmeseniz bile, emekliliğinizden hemen önce bir krize denkgelmezseniz, borsa fonları en karlı yatırım aracıdır. (istatistikler bu şekilde.) Faizsiz bir diğer fon da Altın. Ben Altın, Gümüş, Bakır vs. gibi emtialara çok güvenmiyorum. Sizlere de tavsiye etmem. Örneğin son 2 ayda Altın fonu güzel kazandırmış olsa da, 2011 yılından bu yana da yatırımcısını üzmüş durumda. Okuyun, araştırın, eminim ki öğreneceksiniz.