10 Adımda Para Biriktirmek

Günlük koşuşturmamızın içerisinde reklamların büyülü dünyasına kapılıp güzel paketlenmiş gereksiz ürünlere ne kadar gereksiz paralar ödediğimizi anladığımız zaman, ki genelde kredi kartı ekstresi geldiğinde olur, kendimize tek bir soru soruyoruz: ”Para biriktirmenin en iyi yolu ne?”.

Sizlere para biriktirmenin en iyi yolunu değil ama nasıl para biriktirebileceğinizi 10 maddede açıklamaya çalışacağım. Bu maddelerden yalnızca birini bile uygulamaya koysanız kısa sürede banka hesabınızdaki değişimin farkına varacaksınız.

Hadi gelin başlayalım!

  1. Parayı harcamayı değil, yatırım yapıp getiri sağlamayı düşünün.

Para biriktirmenin en önemli ve birincil kuralı, elinize geçen parayla ”Ne alayım?” diye değil ”Nasıl yatırım yapmalıyım?” diye düşünmektir. Zaman zaman hepimizin eline fazladan para geçmektedir. Kiramızı, faturaları ve diğer yaşamsal harcamalarınızı yaptıktan sonra elinizdeki para ile 3 kere giyip atacağınız yeni bir tshirt almak yerine, ne tür bir yatırım yapacağınızı düşünün. Elinizde kalan tutarın önemi yok. 10 lira dahi olsa, yatırıma yönlendirmeyi düşünün. İster internet üzerinden açacağınız bir birikim hesabı ile değerlendirin, ister gram altın alın, isterseniz borsaya yatırın, isterseniz döviz alın. Gelecekte hangi yatırım aracından yüksek gelir elde edeceğinize inanıyorsanız, paranızı oraya yatırın, ama yeter ki harcamayın. En kötü yatırım, parayı harcamaktan iyidir.

  1. Gelirinizi artırın.

Bir bankada işe başladınız 8-5 çalışıyorsunuz. Fena olmayan bir maaşınız var. Hatta kenara 3-5 kuruş atmayı da becerebiliyorsunuz. Ama akşamlarınız ve haftasonlarınız boş. Gidin kendinize bir iş bulun. Garsonluk, bulaşıkçılık, temizlikçilik. ”Ya ben koskoca bankacıyım, garsonluk mu yapayım?”. Evet, canım kardeşim. Gerekirse garsonluk yap. Yeter ki genç yaşında kenara atacak biraz daha fazla para biriktir. Bak hem bankacıymışın, garsonluktan aldığın bir günlük yevmiyeyi yıllık ortalama %15 getiri ile yatırıma dönüştürdüğünde 10 yıl sonra o bir günlük yevmiyenin ne kadar para yapabileceğini de hesaplarsın. Velhasıl, ister çalıştığınız alan ile ilgili ek işler yapın, isterseniz de tamamen alakasız bir iş yapın ama özellikle geçn yaşlarınızdaysanız gelirinizi artırmanın bir yolunu bulun.

  1. Farklı yatırım yolları deneyin.

Evet, altın, dolar, euro hepsi de yatırım yapmak veya en azından paranızın enflasyon karşısında değer kaybını önlemek için iyi yatırım araçları. Ya da arsa, tarla veya ev almak. Bunlar da fena yöntemler değil. Rant ekonomisinde şanslıysanız piyango size de vurabilir. Birinci maddenin sonunda söylediğim gibi ”En kötü yatırım, parayı harcamaktan iyidir.” Peki ama ”en iyi yatırım hangisi?”. Bunu bulabilmek için biraz şanslı olmanız ve bolca tecrübe elde etmeniz gerekiyor. En iyi yatırım aracını bulabilmek ve en yüksek getiriyi sağlayabilmek için biraz da farklı yolları denemeli, az kişinin bildiği yollardan yürümelisiniz. Çok basit bir örnek vereceğim şimdi. Eğer bundan 10 yıl önce yalnızca 10 bin liralık Netflix hissesi almış olsaydınız, bugün 1 milyon liranın üzerinde servetiniz vardı. Kulağa hoş geliyor değil mi? Detayları öğrenmek için burayı tıklayın. Ve şimdi, önümüzdeki 10 yılın Netflix’i ne olabilir, düşünmeye başlayın.

  1. Arabanızı hemen satın.

Hayır hayır mesele benzinin litre fiyatının 5 lirayı geçmesi değil. Evet bu da önemli ama gözünüzden kaçan başka bir takım giderler var. Bu devirde araba sahibi olmak, tam anlamıyla devlete çalışmak demek. Arabayı alırken zaten neredeyse bir araba parası kadar vergi ödüyorsunuz. Bununla bitiyor mu? Hayır! Her yıl Motorlu Taşıtlar Vergisi diye bir vergi ödüyorsunuz. Bu vergilere ilave olarak, arabanın zorunlu trafik sigortasını, kaskosunu yaptırıyorsunuz. Bunlarla da bitmiyor. Düzenli servis barkımını yaptırıyorsunuz. Yağını değiştiriyor, lastiklerini yeniliyorsunuz. Arada kontrole götürüyorsunuz. Arabanıza kendinizden daha çok para harcıyorsunuz. Ve evet, tüm bunlara ilave olarak bir de benzin masrafınız var. Çok mu zenginsiniz? Arabanız var diye ülkedeki araç sahibi 20 milyon 252 bin 146 kişiden daha mı farklısınız? Sanmıyorum. Neticede araba sizi A noktasından B noktasına götüren bir ulaşım aracı. Neredeyse tekerliğin icadından beri çeşitli şekillerde insanlık hayatının içerisinde. Ama ilk defa bu kadar masraflı. Arabanızı hemen satın. İsterseniz her yere taksi ile gidin. Göreceksiniz, daha az para harcayacaksınız. Ama benim naçizane tavsiyem, arabanızı sattıktan sonra toplu taşıma kullanmanızdır. Yılda ilave olarak en az 5 bin lira kenara atacağınızı garanti ediyorum. Bir de arabanızın parasıyla yapacağınız yatırımdan elde edeceğiniz getirileri de ekleyince, bunun ne kadar da mantıklı bir karar olduğunu göreceksiniz.

  1. Giderlerinizi takip edin.

Daha önce kişisel bütçenin öneminden ve aile bütçesinin nasıl yapılması gerektiğinden bahsetmiştim. Burayı ve burayı tıklayarak bütçe ile ilgili yazılarımı okuyabilirsin. Bunu tekrar söyleyeceğim, eğer para biriktirmek istiyorsanız, parayı nasıl kazanıp, nasıl yatırdığınız kadar önemli bir konu da nasıl harcadığınızdır. Harcama yaparken hesabınızı kitabınızı bilmezseniz, her ay kredili mevduat hesap bakiyenizi de tüketir, farkına bile varmazsınız. Çok zor değil. Yaptığınız tüm harcamaları ister bir kağıda, ister bir excel dosyasına isterseniz de bu iş hazırlanmış akıllı telefon aplikasyonlarına yazın. Yazın ki görün nerelere nasıl paralar harcıyorsunuz. Böylelikle belki bu masraflardan bazılarının lüzumsuz olduğunu anlarsınız. Mesela, her sabah macchiato içmek gibi…

  1. Net ve ulaşılabilir hedefler belirleyin.

Amacınız erken yaşta bir servet sahibi olmak olmayabilir. Belki yalnızca 3 yılda 5 bin lira biriktirmek olabilir. Ne olursa olsun kendinize net ve ulaşılabilir bir hedef belirleyin. Mesela, burayı tıklayarak, çok kolay bir şekilde nasıl 1 yılda 1378 lira para biriktirebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Ya da elinize geçen tüm 5 liraları biriktirmeyi deneyebilirsiniz. Siz de kendinize böyle net para biriktirme hedefleri seçin.

  1. Araştırın.

Para biriktirmek için en önemli adımlardan birisi de bu. Şu an bu yazıyı okuyorsanız zaten bu adımı gerçekleştirdiğinizi söyleyebilirim. Yalnızca ”para nasıl biriktirilir?” ya da ”nasıl yatırım yapılır?” diye araştırmayın. Kendinze veya eve birşey almadan yani büyük tutarlı harcamalar yapmadan iyice araştırın. Televizyon mu almanız lazım. Belki full HD olmasına gerek yoktur. Full HD özelliği destekler bir TV için ekstradan 300 lira ödemenize de gerek yoktur. Ya da hayatınızda belki hiç bir zaman kullanmayacağınız televizyondan Youtube izleme özelliği için 100 lira vermenize gerek olmayabilir. Dolayısıyla kendi temel ihtiyaçlarınızı bilin ve harcamalarınızı araştırarak yapın.

  1. Küçülün.

Arabınızı sattınız. Peki neden hala 150 metrekare evde oturup, doğalgaz parası ödememek için kışın salon kapısını kapatıyorsunuz? Eğer bir mevsim boyunca kullanmadığınız bir oda varsa demek ki yıl boyunca da bu odayı kullanmayabilirsiniz. Evet, ”yeni gelin evleri” çok cazip. Cicili, bicili bir sürü kullanışsız eşya. İyi de siz bunları satın almak için çalışıyorsunuz. Gecenizi gündüzünüze katıyor, hayatınızdan fedakarlık ediyorsunuz. Niçin? Yılda iki kere komşular gelince oturacağınız salon takımı için. Hemen bu tip lüzumsuzluklardan vazgeçin. Kocaman bir evde oturup hem daha fazla kira veriyor, hem de daha çok yoruluyorsunuz. Küçülün. Küçük ama her metrekaresini kullanabileceğiniz bir eve taşının. Hani hayranlıkla baktığınız 22 metrekarelik evleri var ya Ikea‘nın, onlar tamamen gerçek. Çünkü gelişmiş ülkelerde evler küçük metrekareli ve yaşam alanları da buna göre organize ediliyor. Küçük evlere daha az kira ödenip, daha az doğalgaz faturası ödeniyor. Siz de deneyin. Pişman olmayacaksınız

  1. Az para harcayarak eğlenmenin yolunu bulun.

Evet Boğaz’da balık, Kandilli’de yoğurt, Moda’da dondurma yemek çok keyifli. Ama her pazar günü için dışarda kahvaltı organize edip, elinizi bile sürmediğiniz kahvaltılıklar için 100 lira ödemekten vazgeçin. Siz bu kadar zengin değilsiniz. ”Hafta boyu çalıştım. Kendimi şımartayım.” Evet, kendinizi şımarttınız. Ama bu şımarıklık için bir hafta daha çalışmanız gerekiyor. Parasız ya da az para harcanarak da yapılacak eğlenceli aktiviteler var. İnanın bana, Instagram’da paylaştığınız az pişmiş köy yumurtası kimsenin umrunda değil. Boşu boşuna dünyanın parasını ödemeyin bu tip aktiviteler için. Gerekise yumurtayı evinizde yiyin. Resmini de çekmenize gerek yok. Allah’ın yumurtası. Şükür ülkemizdeki herkes iyi kötü yumurta alacak gelir düzeyine sahip. Siz başka aktiviteler deneyin. Evinizin yakınlarındaki parkta piknik yapın, koşun ya da sadece oturun. Telefonu elinizden bırakın. Eşinizle, sevdiğiniz ile sohbet etmeyi deneyin. Nasıl kaliteli vakit geçirdiğinizi göreceksiniz. Hayatta mutluluk veren aktiviteler yalnızca para ile yapılanlar değil. Bedava veya çok az para ile yapıp acayip eğleneceğiniz bir dolu aktivite var dışarda. Bunları deneyin. Paranız cebinizde kalsın. 100 liraya yediğiniz yumurta için bir hafta daha bir plazada ya da fabrikada esir hayatı yaşamayın.

  1. ”Hayır” demeyi öğrenin.

Yan masanızda oturan Merve sizden daha çok kazanıyor olabilir. Malum, kurumsal şirketler de kimse kimsenin maaşını bilmiyor (!) Dolayısıyla, Merve’nin her öğlen Kanyon’da yediği yemeklere iştirak etmek zorunda değilsiniz. Merve’nin sohbeti güzel olabilir, iyi vakit geçiriyor olabilirsiniz ama unutmayın sizin bir para biriktirme hedefiniz var ve bunu gerçekleştirmek zorundasınız. Belki de sizin iki katınız para kazanan Merve ile her öğlen alışveriş merkezinde vakit harcayarak hedeflerinize ulaşmanız çok zor. Şirket yemekhanesindeki yemekler harika olmayabilir ama siz de Vedat Milor değilsiniz. Hem alışveriş merkezine gidip ne yiyorsunuz ki? Salata, makarna… ”Come on!”. Kendinize gelin. Ananızın evinde yediğiniz kıymalı makarnayı janjanlı menüler ile size ”spaghetti bolognese” diye verip 40 liranızı alıyorlar. O paraya ”öküz” alınır. Merve’ye ”Hayır!” deyin. Tamam, ”Hayır!” diyemiyorsanız bile en azından ”Canım ben Berkcan ile buluşacam” deyin. Pek etik değil belki ama kıymalı makarnaya 40 lira vermekten iyidir.

Comments
  1. Sinan

    Can bey yazılarınızı severek takip ediyorum. Ben de bankacı olmayı çok istemiştim hatta üniversiteye başlamadan önce bankacı olabilmek için okumuştum ama girdiğim sınavlardan başarı sağlayamadığım için olmadı. Mezun olduğumdan 4 yıldan bu yana turizm sektöründe çalışıyorum. Verdiğiniz detaylar çok güzel ve önemli özellikle günümüz koşullarında yaşamın pahalılaştığı, paranın değersizleştiği şartlar altında biz ücretli çalışan gençler için.
    Size sormak isteğim soru birikimlerimizi en iyi nasıl değerlendirmemiz gerektiği (belki de aslında ülke şartlarında korumamız gerektiği) Örneğin her ay 1000 lira mevduat fazlamız var bunu bir bankaya faizli mevduat hesabı olarak yatırmak daha mantıklı yoksa altın hesabında açtırıp o şekilde biriktirmek mi veya Euro dolar gibi döviz almak mı hatta örneğin geçen yıl iyi kazandıran Norveç kronı gibi yeni şeyler keşfet mi? Tabiki borsa veya kripto paralar, anlayan/takip eden-zaman ayırabilen/işin içinde olanlar/risk alanlar artık nasıl adlandırırsak, muazzam gelirler sağlayabilir fakat bu sorum daha çok güvenilir olabilecek, kolayca yapabileceğimiz, orta-uzun vade birikimlerimiz için. ? Sizin bu konuda fikirlerinizi ve 2018 için önerileri ve gözlemlerinizi bilmek isterim.
    Saygılar.

    • Can Balkan

      Sayın Sinan Akçıl,

      Sizin gibi ünlü bir takipçimin olduğunu bilmek de beni mutlu ediyor 🙂

      Birikim ve birikimlerin yatırıma dönüşürülmesi tamamen bir alışkanlık ve kültür meselesi. Yatırım yapma alışkanlığı ile birlikte edinilmesi gereken diğer bir donanım ise finansal okur yazarlık. Benim naçizane amacım burada insanların finansal okur yazarlık seviyelerini bir nebze de olsa artırabilmek. Yatırımların yönlendirilmesine ilişkin sorduğunuz sorunun cevabı dönemsel olarak değişeceği için ben size daha kapsamlı bir cevap vereyim. Benim için yatırımın uzun vadeli olanı makbul. Bu zamana kadar edindiğim bilgilerden görebildiğim kadarıyla uzun vade temettü ve değer yatırımcıları yüksek getiriler elde ediyorlar. Bu demek değil ki bugün hemen borsaya girin ve bir kağıt alarak bekleyin. Ha derseniz ki ben uzun vadeli düşünmüyorum, uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız zaten, o zaman diğer seçenekleri değerlendirebiliriz. Kısa vade olsa dahi yatırımlarınızı yaparken her zaman sepet yapmaya çalışın. Yani bütün yumurtalarınızı tek sepete koymak yerine, yatırımlarınızı farklı enstrümanlara yönlendirin. Böylelikle eğer yanlış bir yatırım tercihinde bulunmuşsanız bütün birikiminiz bir anda buhar olmaz.

Leave a Reply

Your email address will not be published.